Küçük kadınlar. 8 bölüm.
Meg, varlklı bir ailenin kızı olan Annie Moffat'tan bir davet almıştı. Onu on beş günlüğüne malikânelerine çağırıyorlardı.
Bayan March, Meg'in bu çağrıyı kabul etmesine istemeye istemeye razı olmuştu. Bu isteksizliğin sebebi; Meg'in döndüğünde misafi olduğu eve kıyasla kendi evindeki yaşam standardından hoşlanmayacağını ve bunun onu üeüzeceğini düşünmesiydi.
Moffat ailesi, modayı ço yakından takip ediyordu. İlk zamanlar bu aşırı zenginlik gösterisi, Meg'e sıkıcı gelmişti.
Ayrıca Moffat'lar pek akıllı ve kültürlü insanlar değillerdi Bunca para, onların sonradan görme oldukları gerçeğini değştiremiyordu. Meg, bu gerçeği anlamakta çok gecikmedi. Ama yine de Annie Moffat'ın zarif elbis ve mücevherlerine imrenmekten kendini alamadı. Bu hayatı yaşayacak paraları olmadığı için çok üzüldü. Kendi evleri, ona şimdi daha da yoksul görünüyordu.
Moffat'ların üç kızı vardı. Kızlar zamanlarını gezip tozmak, tiyatro ve operaya gitmek, atla dolaşmak ya da bu zenginliği gösterebilecekleri misafirleri ağırmakla geçiriyorlardı. En büyük kız nişanlanmıştı.
Bay Moffat ve Meg'in babası eski arkadaştı. Tombul ve neşeli bir ihtiyardı.
Meg, oraya ittikten iki-üç gün sonra, danslı bir parti verilmesi planlanmıştı.
Bu parti kararından sonra, malikânede büyük bir hzırlık tantanısı başladı. Kızlar, dansta giyecekleri elbiseler için büyük faaliyetlere giriştiler. Herkes birbirinden daha şık ve gösterişli olma yarışındaydı.
Meg'in yaındaysa sadece bir elbise vardı. O da Moffat kılarının kıyafetlerinin yanına bile yaklaşamazdı. Bu yüzden de üzüntülüydü.
Bay Moffat'ın kızlarından Annie, Meg'e kendininkilerden birini giyebileceğini söyledi. Meg, kabul etmek istemiyordu, almamak için epey direndi. Ama diğer kızların da ısrarıyla bunu kabul etmek zorunda kaldı.
Danslı parti gününde, malikâneye koca bir sepet çiçekle bilikte bir de mektup geldi. Bay Moffat'ın kızları, ilk önce mektupla çiçeklerin kendilerine ait olabileceği fikrine kapılmışlardı. Bundan dolayı pek mutlu olup gururlandılar. Ama hemen sonra durum anlaşıldı, kimin gönderdiği ortaya çıkmıştı. Çiçekler Laurie Laurence tarafından Margaret March'a gönderilmişlerdi. Mektup da Bayan March'dan kızına yazılmıştı.
Bunlar Meg'in moralini yükselmişti.
Tüm tüm parti hazırlklarıyla geçti. Akşamüştü, By Moffat'ın kızları Meg'i bir güzel iydirip suslediler. Meg bazı şeyleri hayatında ilk kez yapmıştı; gözlerinin çevresinde boya, dudaklarında rıj ve yanaklarında allık vardı.
Odada yalnız kalan Meg, aynaya baktığında kendini tanıyamadı Suratındaki o kadar boyayla sanki Meg gitmiş başka bir kız gelmişti. Cesareti azaldı, bir türlü dansın olduğu salona gidemedi. Yokluğu fark edilince, kızlar onu aramaya geldiler. Onu tekrar yüreklendirip, aşağıdaki partiye gitmeye razı ettiler.
Partiye Laurie de gelmişti. Meg'i salonun girişinde karşılayan da o oldu. Meg:
- Partiye gelmeyeceğini düşünüp üzülmüştüm, dedi.
Laurie:
- Jo çok ısrar etti, dedi. Buraya gelip seni görmemi ve her şeyi kendisine anlatmı rica etti.
Meg, Laurie'nin şu andaki hâli hakkında ne düşündüğünü çok merak ediyordu. Delikanlının gözlerinin içine bakarak:
- Jo'ya ne anlatmayı düşünüyorsun? diye sordu.
Laurie ciddi bir şekilde:
- Seni tanıyamadığımı söyleyeceğim, diye yanıt verdi. Bu akşam şimdiye kadar tanıdığım kızdan çok farklı olarak, karşımda bambaşka yetişkin bir kız bulduğumu ve bunun da beni biraz korkuttuğunu anlatacağım.
- Yoksa bu hâlimi beğenmedin mi? diye sordu.
Laurie jafı hiç dolandırmadan:
- Hayır, beğenmedim! diye yanıt verdi.
- Neden?
- Ben, böyle gösterişten ve yapmacık şeylerden hoşlanmam.
Meg kızgın ve üzgün bir hâlde:
- Sen... Çok kabasın! diyebildi.
Hemen ardından arkasını dönüp sinirli bir hâlde ondan uzaklaştı.
Laurie'nin sözleri ona çok dokunmuştu. Bay Moffat'ın kızlarına uyup, aşırı süslü bir tuvlet giymiş ve yaşına göre epey fazla bir makyaj yapmıştı. Aslında bu yüzden de kendisine çok kızmıştı. Biraz hava almak için pencerenin önüne gitti. Kalın perdelerin arkasına geçti, başını pencereden dışarı uzatıp temiz havayı derin içine çekti.
Tam bu anda, pencereye yakın koltuklarda oturanların konuşmalarına ister istemez kulak misafiri oldu.
Kulağına kadar gelen bu seslerden biri Bayan Moffat'a aitti. Diğer seslerin sahiplerini tanımıyordu.
Kadınlardan biri:
- Laurie Laurence kaç yaşında? diye ordu.
Başka bir ses:
- On latı veya on yedi yaşında olduğunu sanıyorum, diye yanıt verdi.
Başka bi kadın sesi:
- Laurie Laurence, kızlarınızdan birisi içi iyi bir seçim olurdu, dedi.
Bayan Moffat:
- Ama Bayan March, bu konuda çok önceden bir plan yapmış olmalı, diye söze girdi. Elindeki kozları iyi kullanıp Laurie'yi kaçırmayacaktır. Onu kızlarından birisi için hazırlamıştır. Bu sebepten, kendi kızlarım için pek umut olduğunu düşünmüyorum.
Konuşmaya ilk başlayan kadın:
- Sanırım Bayan March'ın büyük kızı izde misafir, öyle değil mi? diyesordu. Biraz önce gözüme ilişti. Zavallı kız, zevkli biri giydirmiş olsa çok güzel bir kız olurdu. Şu anda sadece bir taş bebek gibi görünüyor.
Meg, orada daha fazla kalamazdı. Hava alma isteği, sinirlerini yatıştıracağına daha fazla bozmuştu. Perdenin arkasından çıkıp, kulak misafiri olduğu seslerin sahiplerine görünmeden diğer konukların arasına karıştı.
Meg, orada da fazla kalamadı. Kendini boğuluyor gibi hissediyordu. Kimseye fark edilmeden odasına gitmeyi düşünürken, karşısına birden Laurie çıktı. Delikanlı, genç kızın önünde zarifçe eğilerek:
- Bu dansı bana lütfeder misin? diye sordu. Biraz önceki kabalıımı affetmeni rica ediyorum.
Meg sinirli bir tavırla:
- Az nceki fikirlerine rağmen benimle dans etmeyi nasıl isteyebiliyorsun? dedi.
- Kıyafettini ve makyajını beğenmemiştim. Buna rağmen seni çok güzel buluyorum. Bir daha aynı kabalığı tekrarlamayacağıma söz veriyorum.
Meg, Laurie'yi kıramadı. Onun iyi kalplı ve dürüst bir genç olduğuna inanıyordu. Pistteki insanların arasına karışıp, vals yapmaya koyuldular. Meg biraz sonra tüm üzüntü ve sıkıntılarından sıyrıldı. Laurie vals yapmakta çok ustaydı. Pistte uçuyor gibiydiler.
Meg, biraz çekinerek:
- Laurie! dedi. Senden bir ricam olacak...
- Seni dinliyorum...
- Bu akşamki makyajım ve kıyafetimden kimseye bahsetme, lütfen. Eve dönünce onlara her şeyiben anlatmak istiyorum.
- Tabii. Kimseye bir şey söylemem.
Aralarında geçen tatsız anlar unutumuş, bol bol dans edip eğlenmişlerdi.
Meg, ertesi sabah uyandığında kendini hasta gibi hissediyordu. Önceki gün kendini çok yormuş olmalıydı.
Daha sonraki günler sıradan ve sakin geçti.
İki hafta sonra evine dödüğünde Meg, Moffat Malikânesi'nde geçen günlerini keyifli bir şekilde anlattı. Ama bazı anları bilerek atladı.
Akşam yemekten sonra Jo, Beth ve Amy uyumak için odalarına gidince; Meg üzgün bir ifadeyle, dansli pati gecesinde perdenin arkasından duyduklarını annesine anlattı.
Bayan March duyduklarına çok üzüldü. Hiç kimseye bunlardan bahsetmemesini Meg'e söyledi. Bu konuda kendisi de yapacaklarını planlamıştı. Bayan Moffat'tan bu çirkin düşücelerinin hesabını soracaktı. Sadece bu hesaplaşmada kızlarının olmasını istemiyordu.