Küçük kadınlar. 7 bölüm.
Ertesi sabah, Jo'nun öfkesi devam ediyordu. Evin içinde bir havada olduğu için de her şey ters gidiyordu. En sonunda durup, "En iyisi Laurie'yi bulmak, biraz buz pateni yaparsak belki olanları unuturum" diye düşündü.
Evden çıkıp, Laurie'yi aramaya gitti.
Amy, Meg'e:
- Jo beni hiç affetmeyecek mi? diye sordu.
Meg:
- Sabırlı olmak zorundasın, dedi. Bunun için en iyi zamanı beklemelisin.
Amy, annesine bir şey demedi ve dışarı çıktı. Jo ile barışabilmk için çareler aramaya başladı.
Patenlerini giyip, Jo'nun peşinden gitti.
Jo, Amy'yi fark etti ama onu görmezden geldi. Laurie'nin ise Amy'den haberi bile yoktu. O ayağıyla zemini yoklayarak, buzun yerlerini anlamaya çalışıyordu.
Jo da Amy'ye aldırış etmeden Laurie'yi takip etti. Biraz sonra ikisi de nehrin kıvrıdığı yerde görünmez oldu. Tam bu anda Jo, arkasından büyük bir çatırdama duydu. Bu, buzn kırılma sesiydi. Hemen ardından Amy'nin çığlığı yankılandı. Başını çevirdiğinde Jo, kırılan buzların arasına yuvarlanan Amy'yi gördü.
Laurie de Amy'nin feryadını duyup, kayarak ona doğru gitti. Jo tuhaf bir ruh hâlinde, olduğu yerde heykel gibi donakalmıştı; kıpırdayamıyordu. Olayın etkisiyle taş dönmüştü sanki. Tam o sırada Laurie'nin sesini duydu. Adını söylüyor be onu çağırıyordu. Bu ses bir mücie etkisi yaptı ve Jo, kayarak sese doğru harekete geçti. Laurie panikle:
- Hemen bana uzun bir dal parçası bul! dedi.
Jo, syleneni yapmak için aceleyle aramaya koyuldu. Bu anda Laurie de küçük kızı koltuk altlarında tutmuş, suyun üstünde kalması için epey güç harcıyordu.
Jo, elinde büyükçe bir dal parçasıyla olay yerine ulaştı. Laurie telaşa kapılmadan, dal parçasını kullanarak zavallı kızı kurtarmayı başardı. Paltosuyla Amy'yi sardı ve hızla March'ların evine doğru harekete geçti.
Evdekiler, ailein en küçüğünü bu hâlde görünce çok korktular. Hemen ızcağızı kurulayıp battaniyeleresardılar ve ocağın önüne yatırdılar. Amy, tüm bu olayların etkisiyle erin bir uykuya daldı.
Herkes biraz sakinleştikten sonra Jo'nun ellerinin perişan durumunu fark ettiler. Amy'yi kurtarırken elleri yaralanmıştı. Bayan March, kızının ellerini temizleyip ilaç sürdükten sonra sardı. Jo ise Amy'ye bakıp üzülüyordu. Annesine:
- Onun yaralı olmadığına emin misiniz? diye sordu.
Bayan March, Jo'nun kardeşi hakkındaki hislerindeki bu olumlu değişikliğe sevinmiş bir hâlde:
- Herhangi bir yarası yok! dedi. Nezle bile olmayacağını umuyorum. Sudan çıkap çıkmaz onu kalın bir şeylesarmanız çok akıllıca olmuş. Bu sayede Amy iyi durumda.
Jo birden ağlamaya başladı.
- Hepsi Laurie sayesinde, dedi. Ben donup kaldım,bir an tereddüt ettim. Ama şımdi bu yaptığımın ne kadar kötü bir şey olduğunu fark ediyorum. Eğer orada Laurie olmasaydı, Amy ölmüş olabilirdi.
Jo küçük kardeşine sarıldı. Amy de gözlerini açtı ve bu kucaklamaya karşılık verdi. Böylece aileyi üzen bir sorun da ortadan kalkmış oldu.