Küçük kadınlar. 5 bölüm.
Laurie'lerin evine uzunca bir zaman onra gidebildiler. Evden içeri girdikleri anda kendilerini bir saraydaymış gibi hissettiler. Beth'in çeingenliği tutunca oraya gitmek istmemişti.
March ailesi iki şeyden çekiniyordu. Biri Bay Laurence'in kendisiydi. Diğeri ise kendilerinin çik fakir oluşuydu.
Bu ailece yapılan ilk ziyaretten sonra, iki aile birbirlerine sık sık gidip gelmeye başladı. Lauie uzun süredir yalnız yaşadığı için, March ailesinin evinde gördüğü lgi ve şefkat, onda büyük değişillikler yaratmıştı. O güne kadar okulda başarıya ulaşamayan Laurie'yi, öğretmeni hep dedesine şikâyet ederdi. Ama March'larla tanıştığından beri, öocuğun derslerindeki başarı durumu da iyi yegitmeye başlamıştı.
Laurie, artık sık sık March'lara giiyordu. Kızlar, Laurie'yi de tmsilerine alıyorlardı.
Bazen kızak ve paten yarışmaları yapıyorlardı. Zaman zaman da evde eğlenceli toplantılar düzenliyorlardı.
Bayan March, bay Laurence'in serasındaki çiçeklerden dilediği gibi faydalanıyordu. Jo ise Bay Laurence'in kütüphanesinin bir parçası gibi olmuştu. Bu zengin kitaplkta, bulduğu tüm kitapları okuyodu. Anlayamadığı konularda da Bay Laurence'ı sorguya çekiyor, onu epey güç duruda bırakabiliyordu.
Laurence'ların evindeki bu zengin olnaklardan yararlanan sadece Jo ve Meg değildi. Amy de değerlerli tabloların kopyalarını yapıyordu. Laurie ev sahipliği görevini çok iyi yapıyordu.
Lauence'ların güzel evine gitmekten korkan tek kişi Beth'di. Bay Laurence'den çok çekindiği için oraya gidemiyordu.
Bir gün Bay Laurence, March'ların ziyareti sırasnda müzikten bahsetmeye başladı. Ünlü bestecilerden, şarkılardan ve konserden söz etti. Beth için bundan daha çekici bir konu olamazdı. Genç kız, bu sırada gruptun epeyce uzakta bulunuyordu. Bu konuşmayı duyunca yavaş yavaş yaklaştı. Sanki görünmez bir güç onu ağır ağır oraya çekiyordu. Bay Laurence, Beth'i görmezden gelerek konuşmasına devam etti:
- Laurie son günlerde müzikle ilgilenmiyor... Bundan çok memnunum. Fakt piyanonun akordunun bozulmaması içi arada sırada çalınması gerek. Acaba içinizden biri arada bir gelip piyanoyu kullanmak ister mi? Kendi eviniz gibi çekinmeden gelip piyano çalabilirsiniz. Beni ya da Laurie'yi rahatsız edeceğinizi de kesilikle aklınıza getirmemelisiniz.
Bu konuşmayı yanakları pembeleşmiş bir halde dinleyen Beth, bakışlarını yere doğru çevirdi ve zayıf sesiyle:
- Acaba ben... arada gelip güzel piyanonuzu çalabilir miyim? diye sordu. En çok sevdiğim şey müziktir. Eğer kimsenin beni duymyacağını bilirsem, rahatça çalışabilirim.
Bay Laurence tatlı tatlı gülümsedi.
- Dilediğin zaman buray gelebilirsin. Evimiz genellikle boştur. Hiç kimse seni rahatsız etmeden serbestçe çalışabilirsin kızım, dedi. Ben de senin burada olmandan çok mutlu olurum.
Beth kıpkırmızı olmuştu. Fısıldayarak:
- Çok iyisiniz efendim, dedi.
Evden ayrılırlarken Bay Laurence, Beth'in başını okşadı ve alnından öptü.
- Benim de uzun zaman önce senin gibi güzel gözleri olan küçük bir kızım vardı, dedi.
Bay Laurence bir şeyler daha söylemek istiyordu sanki. Dudakları kımıldadı ama hiçbir şey söyleyemeden bakışlarını başka tarafa çevirdi. Geçmişinin ona acı çektirdiği belli oluyordu.
Beth, eve döndüğünde bebeklerini topladı ve onlara her şeyi anlattı.
Ertesi günün sabahı, Laurence'ların evden çıktığını gören Beth oraya doğru gitti. Piyanonun olduğu salona girdi. Parmakarı tuşlara değdiği anda küçük müzisyenin ifadesi değişti, utangaçlığından eser kalmadı. Hannah yemek için çağırmaya gelinceye dek çaldı. Piyanodan koptuğunda dalgın ve yemek için iştahsızdı. Ama gözleri pırıl pırıldı ve içinde mutluluk kaynıyordu.
Her gün oraya gittive saatlerce çalıştı.
Bir gün Beth, annesine:
- Anneciğim ben bir çift terlik yapmak istiyorum, dedi. Büyükbaba Laurence için... Ona başka türlü teşekkür edemem. Bana karşı o kadar iyi ki...
- Peki kızım. Kardeşlerin de sana yardım eder. Gerekli malzemenin parasını sana vereceğim.
Kızlar epeyce tartıştıktan sonr terlik için bir model beğendiler.Gerekli malzemeler de alındı. Bir sabah Büyükbaba Laurence uyanmadan, Laurie'nin yardımıyla bu özer hediye, masasınınüstüne yerleştirildi.
Sonraki gün, bebeklerini gezdirmek için şarı çıkan Beth, geri döndüğünde, küçük odada pırıl pırıl, küçük, harika bir piyano gördü. Bay Laurence, ona hediyesi içi teşekkür etmek ve sevgisini göstermek için bu güzel piyanoyu göndermişti.
Yaşlı Laurence, Beth'e aynı zamada bir mektup da göndermişti. Çok heyecanlanan Beth, mektubu Jo'ya uzattı:
- Ne olur! Sen oku! dedi.
Jo okumaya başladı:
"Şimdiye kadar bu kadar güzel ve bana bu kadar yakışan bir terliğim olmamıştı.
Teşekkürlerimle
James Laurence"
Meg piyanonun kapağini açarak:
- Bu harika bir pyano, çok güzel ve özenle yapılmış bir tablo gibi.
Hannah:
- Çal da şu küçük piyanonun sesini duyalım! dedi.
Beth çalmaya başladı. Herkes bu piyanonun harika olduğunu söyledi.
Jo:
- Teşekkür etmeye gitsen iyi olur! dedi.
Jo, bunu laf olsun diye söylemıştı. Beth'in onu ciddiye alıp hemen teşekkür etmeye gideceğini tahmin edemedi. Beth, ondan beklenmeyecek bir şekilde:
- Haklısın Jo, dedi. Ben de seninle tam olarak aynı şeyi düşünmüştüm...
Bu sözlerden sonra Beth, hekesin şaşkın bakışları arasında ayağa kalktıve kendinden emin bir şekilde ağır ağır kapıya doğru yürüdü. Kardeşleri pencereden baktıklarında gözlerine inanamadılar. Utangaç Bt tek başına, Bay Laurence'in kapısını çalıyordu. Yaşlı adamın gönderdiği piyano muzice yaratmıştı.