01

Маленькие женщины. Глава 14

Упрощённая версия известной книги.

Küçük kadınlar. 14 bölüm.


Kar fırtınaları dinmiş yerini sakin ve güneşli havaya bırakmıştı. Evin içinde de dolaşan olumlu ve umutlu hava içinde haftalar birbirini izledi. Beth hızla eski sağlığına kavuşuyordu. Artık alondaki divanda oturabiliyor, bebekleri ve kedileriyle oynayabiliyordu. Bazen de Jo, onu kucağına alıp evin çevresinde dolaştırıyordu. Meg de ona güzel yemekler hazırlıyordu

Yılbaşının yaklaşmasıyla evde hareketlilik artmıştı. Jo, bu seneki yılbaşının şimdiye kadarki en iyi yılbaşı olmasını istiyordu. Laurie de uygulaması olanaksız olan teklifler yapıyor ve bu da birçok tartışmayı beraberinde getiriyordu.

O sabah Beth, kendisini çok daha iyi hissediyordu. Annesi ona kırmıı bir gecelik hediye etmişti. Pencereden dışarıyı izliyordu. Bahçede Jo ve Laurie kardan adam yapıyordun. Yorulup divana uzandı ve:

- Babam da burada olsaydı, ne kadar güzel olurdu, dedi. Artık onun hasretine dayanamıyorum.

Hemen sonra Laurie kapıyı açarak:

- March ailesi için işte en büyük yılbaşı hediyesi! diye bağırdı.

Cümlesini bitirmeden kenara çekildi. Gözlerine kadar yüzü atkıyla sarılı uzun boylu bir adam, Brooke'un koluna girmiş hâlde içeri girdi. Bay March'ın karşılarında belirmesi herkesi bir an şoka sokmuştu ve birkaç dakika harekesiz donmuş kalmışlardı. Sevinç ve şaşkınlıktan neyapacaklarını şaşırdılar. Amy tabureden düştü, kalkmaya çalışmadan babasının bacaklarına sarıldı. Sevinç gözyaşları odayı sardığında, bu mutlu havanın a etkisiyle bacaklarına güç gelen Bth koşarak babasını kucakladı.

March ailesinin bu yılki yılbaşı sofrası mühteşem yemeklerle donatılmıştı. Hannah'ın hindi dolması bir harikaydı. Nar gibi kızarmış, hediye paketi gibi süslenmişti.

Yemekte Ba Laurence ve Bay Brooke da vardı. Yemek güzel başlayıp mutlu bitti. Misafirlet erken gitti. Gece ateşin altında tüm aile eksiksiz toplanmıştı. Jo:

- Bir sene önceki yılbaşı ne kadar da hüzünlüydü hatırladınız mı? dedi.

Meg:

- Her şeye rağmen bu, iyi ir yıl oldu, diye konuştu.

Beth, babasnın kulağına:

- Bu yıl bizimle olduğun için çok mutluyum, diye fısıldadı.

Bay March:

- Zorlu bir yaşam sınavını cesaretinizle geçtiniz, dedi. Birlik olup bütün engelleri başarıyla aştınız.

Jo:

- Bütün bunları nasıl öğrendin? diye sordu. Yoksa annem mi anlattı?

- Hepsini anlatmadı... Ama yapraklar rüzgârın hangi yönden estiğini gösterir Ben bugün birçok keşifte bulundum.

Meg babasının yanına gelip:

- Keşften nelerdi? diye sordu.

Bay March, yanına oturan Meg'in ellerini tuttu. Parmağıyla Meg'in elinin sertleşmiş derisini, üstündeki küçük yanığı ve avucundaki ufak yarayı göstererek:

- Bu ellerin daha önce parlak ve beyaz olduğunu hatırlıyorum, dedi. Muhakkak ki çok güzeldiler. Benc şimdi, eskisinden çok daha güzel. u küçük ve çalışkan elin sahibyle gurur duyuyorum.

Eğer Meg çabaları karşılığında bir ödül bekleseydi, bu gurur verici sözler ne büyük ödül olurdu.

Meg, babasının kulağına:

- Jo için de iyi bir şeyler söylemini rica ediyorum babacığım, diye fısıldad. O da çok fazla çalışıp bana hep destek oldu.

Bay March, Jo'ya:

- O güzel uzun kıvırcık saçların kesilmiş olmasına rağmen; arkamda bıraktığım, erkek çocuğuna benzer Jo'yu göremiyorum, dedi. Şimdi kılık kıyafeti düzenli, ayakkabısının bağını bağlamay unutmayan, etrafta ıslık çalarak dolaşmayan, kaba saba konumayan ve eskiden yaptığı gibi halının üzerine yatmayan genç bir kadın görüyorum. Çünkü o çok tatlı ve kibar olmuş. Artik sıçrayarak değil usul usul yürüyor. Tanıdığım küçük bir kıza, bir anne şefkatiyle bakıyor. Vahşi kızımı kaybetim, ama onun yerine; cesur, yardımsever ve şefkat dolu küçük bir kadın buldum.

Jo'nun gözleri buğulandı, yanakları kızardı.

Bay MArch konuşmaına devam etti:

- Beth'e gelince; eskisi kadar utangaç ve çekingen olmamakla beraber, şuraya öylesıne büzülmüş ki, kaçıp gitmesinden korktuğum için fazla bir şey söyleyemeyeceğim.

Bay March yanağını kızının yanağına dayayarak:

- Sevgili Beth'im seni sağloklı bulduğum için öyle mutluyum ki...

Sonra da Amy'nin parlaksaçlarını okşayarak:

- Sofrada hindinin en küçük parçasını aldığına, öğleden sonra hep annene yardım etmek istediğine, yerini Meg'e verdiğine, herkese sabır ve güler yüzle hizmet ettiğine dikkat ettim, diye sözlerine devam etti. Artık eskisi gibi her şeye kızmıyorsun... Eskisi gibi aynaya uzun uzun bakmayı da bırakmışsın... Bu demek oluyor ki, kendinden çok başkalarını düşünmeye başlamışsın...

Ertesi gün kızlar babalarının etrafını sarmışrı. Onu memnun etmek için her şeyi yapıyorlardı. Bay March, Beth'in divanının yanına yereştirilen rahat bir koltuğa oturmuştu. Diğer üç kızı da çevresine ilişmişti. Arada sırada Hannah kapıdan başını içeriye uzatıp Bay March'ın bir arzusu olup olmadığını kontrol ediyordu. Hepsi epeyce mutlu görünüyordu. Buna rağmen kızlarda bir endişe ve üzüntü hâkimdi.

Jo, Brooke'un evde unuttuğu şemsiyeyi fark edince, için için çok sinirlenmişti. Meg, çok sakin ve biraz dalgındı. John Brooke'un adı geçince büzülüp kıxarıyor, zil çalınca yerinde irkiliyordu.

Laurie, öğleden sonra Meg'i pencerede görünce sanki birden delilik nöbetine tutulmuş gibi; yere diz çöküp, göğsünü yumruklayıp saçlarını yolar gibi yaptı. Sonra da ellerini açıp yardım ister gibi durdu.

Meg ilgilenmiyormş havasında:

- Böyle komik hareketlerle n yapmaya çalışıyor? diye sordu.

Jo imali bir sesle:

- John bir gün sana böyle ylvaracak, onu anlatmaya çalışıyor! diye yanıt verdi.

- Ne diye böyle konuşuyorsun? Sana onunla pek ilgilenmediğimi anlatmıştım!

- Bundan pek emin değilim! Bazı söylentiler var... Artık senin de eskisi gibi olmadığını anlayabiliyorum. Seni üzmek istemiyorum. Bir şey olacaksa hemen olsu. Kararın bir an önce vermelisin.

- O bana bir şey söylemedikçe, be de hiçbir şey söyleyemem ve bir karara varaam. Babam ona benim henüz küçük olduğumu söyledi. O yüzden Brooke da herhangi bir hale yapmak için pek cesaret edemez.

- Ama o konuşursa, sen ne diyeceğini bilemeyecek, kekeleyip ağlayacaksın.

- Ben, akılsız değilim, nasıl yanıt vereceğimi biliyorum.

- Ona ne diyeceksin peki?

- Sakin ve son derece kararlı bir şekilde: "Teşekkür ederim Bay Brooke! Çok naziksiniz, ama nişanlanmak için yaşım küçük. Bir daha bundan bahsetmeyelim!"

- Evet, gerektiği kadar sert ve soğuk. Ama bu şekilde yanıt verebileceğini sanmam. Böyle söylesen de o, romanlardaki gibi asla vazgeçmeyecek, ısrar edecek ve sen de onu üzmemek için evlenmeye razı olacaksın.

- Katiyen! Ona kesin kararımı verdiğimi söyleyeceğim!

Bu sırada dışarıda bir ayak sesi duyuldu. Sonra da kapı hafifçe vurulup aralandı. İçeriye ürkek bir tavırla Brooke girdi.

- Günaydın! dedi. Şey, şemsiyemi unutmuşum da... Yani babanızın sağlık durumunu öğrenmek istemiştim.

- Lütfen şemsiyeliğe bak.

Jo, omları yalnız bırakmak için dışarıya çıktı.

Meg:

- Annem seni görmekten memnun olacaktır, dedi. Lütfen bekle, ben gidip çağırayım.

- Gitme lütfen! Benimle yalnız kalmaktan korkuyor musun?

Brooke'un soln bir hâli vardı. Meg kaba davrandığını düşünüp biraz utandı. Kısık bir sesle:

- Babama çık iyi baktın, dedi titrek bir sesle. Senden nasıl korkabilirim? Bunu için sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.

Brooke çekingen bir sesle:

- Seni rahatsız etmek istemem, sadece benimle ilgilenip ilgilenmediğini öğrenmek istiyorum, Meg, diye fısıldadı.

Meg:

- Henüz çok gencim, derken sesi titriyordu.

- Beklerim, zaman içinde sana kendimi sevdirmeye çalışırım.

Meg:

- Şu anda karar verecek durumda değilim! dedi. Lütfen beni yalnız bırak!

Zavallı Brooke'un hayalleri başına yıkılmıştı.

Meg, kapıya doğru yürürken Brooke da onu izliyordu. Üzgün bir sesle:

- Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? diye sordu.

- Evet! Bu konuda bir daha rahatsız edilmek istemiyorum. Babam böyle bir karar için erken olduğunu söyledi. Ben de beklemeyi uygun buluyorum.

- Gelecekte düşünceni değiştirebileceğini umut edemiz miyim? Düşünüp kararını verinceye kadar bekleyeceğim.

- Benden bir şey bekleme!

Brooke oldukça bitkin gözüküyordu. Onun o hayattan kopmuş görüntüsü. Meg'i etkilemiş, sanki kalbini biraz yumuşatmıştı.

Tam o anda March Hala topallayarak içeri girdi. Yaşlı March, Laurie'den Bay March'ın geldiğini haber almış ve yeğenini görmek istemişti. Sürpriz yapmak için kimseye haber vermeden bir ziyarete karar vermişti. Bu habersiz geliş gerçekten de iki genç için büyük bir sürpriz olmuştu. Meg, bir hayalet kitaplığa savurmuştu. Yaşlı kadın:

- Burada neer oluyor böyle? diye bağırdı.

Meg:

- Bay Brooke, babamın bir dostudur, dedi. Seni birden karşımda görünce çok şaşırdım...

March Hala otururken:

- Babanın dostu, seni gelincik gibi kızartmayı başarmış. Burada garip bir şeyler dönüyor. Bunu öğrenmek istiyorum...

- Şey, sadece konuşuyorduk. Bay Brooke şemsiyesini almaya gelmiş buraya.

- Brooke! Laurie'nin öğretmeni mi? Şimdi anlaşıldı, dedi.

Kısa bir sessizlikten sonra:

- Onunla evlenmeye izin vermiyorum! diye bağırdı.

Meg endişeyle:

- Lütfen yüksek sesle konuşma... diye yalvardı. İşitebilir... Annemi çağırayım mı?

- Acele etme. Sana söyleyeceklerimi dinle... Ben de ona göre nasıl hareket edeceğime karar vereceğim. Bu Brooke'la evlenecek misin? Eğer bunu yaparsan benden tek bir metelik koparamzsın! Bunu iyi düşün ve aklını başına topla!

March Hala, herkese ters yanıtvermekten pek hoşlanırdı. Eğer Meg'e John Brooke'la evlenmesini rica etseydi; Meg, böyle bir şey düşünmediğini söyleyecek ve bunu istemeyecekti. Ama halanın bu sert sözleri ve "bir metelik bile koparamazsın" tehdidi onu aksileştirdi,halaya çok kararlı ve kesin bir ifadeyle:

- Kiminle istersem onunla evlenirim March Hala, diye yanıt verdi. Sen de paranı kime isersen ver...

Bak sen şuna... Sen benim tavsiyeme böyle mi yanıt veriyorsun küçük hanım? Parasız hiçbir şey yapılamayacağını bir gün sen de anlarsın... Ama çok geç kalmış olursun!

Hala gözüklerini takıp, Meg'e dikkatle baktı. Meg bile kendini tanıyamıyordu. John'u savunurken kendini öyle özgür, cesur ve mutlu hissediyordu ki...

March Hala yanlış yoldan gittiğinin farkına varmıştı. Yumuşak bir ifadeyle:

- Meg yavrum, kendine gel, öğütlerime kulak ver! dedi. Seni sevdiğimden söylüyorum. Gelecekte bir gençlik hatası yüzünden hayatının mahvolmasına seyirci kalamam. Doğru bir evlilik yapmlı ve böylece ailene yardım etmelisin. Sen varlıklı bir adamla evlenmelisin... Bunu biraz anlamaya çalış.

- Annem ve babam böyle düşünmüyor. Zengin olmamasına rağmen onu seviyorlar.

- Onların akılları başlarında değil!

Meg:

Ben onlarla gurur duyuyorum! diye bağırdı.

March Hala duymazdan gelip konuşmaya devam etti:

- Düzenli bir gelirli var mı peki?

- Hayır yok, ama iyi dostları var...

- Dostların insana hiçbir faydası olmaz. Deneyin de görün. Bir bakmışsınız hepsi sizi terk etmiş... Bir işi olacak mı peki?

- Bay Laurence ona bir iş bulacak.

- Uzun zaman aramayacaktır. laurence tuhaf biriir, ona güven olmaz. Demek fakir ve işs bir adamla evlenmeye razı olacaksın! Beni iyi dinle! Mantığınla hareket edersen, tüm yaşamam boyunca rahat edersin!

- Eğer hayatımın yarısını beklemekle tüketseydim. Brooke'tan daha iyisini bulamazdım! John iyi ve dürüst bir delikanlıdır... Çalışkandır ve güçlü bir iradesi vrdır. Kuvvettli ve cesurdur! Herkes onu sever ve ona saygı gösterir. Benim gibi fakir ve toy bir kızı seçmesinden gurur duyuyrum.

- Zengin akrabaların olduğunufark etmiştir.

- March Hala nasıl böyle bir şey söyleyebilirsin? John böyle basitliklere asla tenezzül etmez. Bu şekilde konuşmaya dval edersen, seni dana fazla dinlemeyeceğim! John asla para için evlenmeyecektir. Biz para için çalışmay ve beklemeye razıyız. Ben fakirlikten asla korkmuyorum. Çünkü, zengin olmadığım hâlde mulu olabildim. John'la birlikt de mutlu olacağımıza çok inanıyorum. John'la birlikte de mutlu olacağımıza çok inanıyorum. John beni seviyor. Ben de...

Meg konuşmasıı tamamlayamadı, çünkü bir karara varmış değildi.

March Hala ise öfkelnmişti. Güzel yeğeninin bol paralı biriyle evlenmesini istiyordu. Genç kızın bu kararlı hâli onu üzmüş hem de kızdırmıştı.

Sert bir sesle:

- Pekâlâ, dedi. Bütün bu şeylerden elimi çekiyorum. Çok inatçı bir kızsın. Bu akılsızca hareketinle çok şey kaybedeceksin. Daha çok kalamayacağım. Beni hayal kırıklığına uğrattın. Bugün babanı görecek hâlim de kalmadı. Evlendiğinde benden bir şey istemeye gelme. Eminim Brooke'un dostları size bakar. Seninle aramızdaki her şey burada sona erdi...

Bu sözlerden sonra kapıyı çarparak çıkıp gitti.

Meg yalnız kalınca ne yapaceğını şaşırdı. Bu sırada içeriye Brooke girdi. Kelimeler ağzından dökülüverdi:

- Duymazdan gelemedim Meg, dedi. Beni savunduğun için sana minnettarim.

- O, seni küçümsyinceye kadar bunları ben de bilmiyordum.

- Artık gitmeme gerek yok... Kalıp mutluluğumu kutlayabilirim, değil mi?

Meg'in gereken sert cevabı vermesi için önüne fırsat gelmişti. Ama bunu yapacak gücü bulamadı ve yavaşça:

- Evet John, diyebildi.

On beş dakika sonra Jo, salon kapısının önünden geçerken hiçbir ses duymayınca: "Onu göndermiş olmalı, bu iş de böylece itmiş oldu. İçeri girip olanları Meg'den dinlerim" diye düşündü.

Ama Jo, kapının eşiğini aştığı anda onu şok eden manzarayla karşılaştı. Brooke kanepede, Meg de onun dizinin dibindeydi. Bu belenmedik görüntü, Jo'da soğuk duş etkisi yaptı. Derin bir iç çekti. unu duyan Meg ve Brooke, dönüp ona doğru baktılar. Meg, yarı nahcu yarı gururlu yerinden fırladı. Fakat John Brooke gayet soğukkanlı bir şekilde yerinden kalkarak:

- Bizi tebrik et Jo! dedi.

Jo, bu sözlere tahammül edemeyeceğini fark etti. Eliyle bir işaret yaptıktan sonra hiçbir şey söylemeden kendini dışarı attı. Koşup salona daldı. Herkei afallatan bir sesle:

- Birisi hemen bir şey yapsın! John Brooke terbiyesizce davranıyor, Meg de ondan hoşlanmışa benziyor! diye bağırdı.

Jo ağlayarak kendini kanepeye atarken, Bay ve Bayan March aceleyle koştular.

Bundan sonra Jo, neler konuşulduğunu öğrenemedi. John Brooke davasını o kadar kahramanca savundu ki, herkesi kendisine hayran bıraktı. Meg için düşündüğü iyi şeyleri anlatmayı bitiremeden yemek vakti gelmişti. Herkes yemek masasındaydı, ama kimsenin aklında yemek yoktu.

John'un içten sevgisi, Meg'in inceliği pek çok olumlu katkı yapmıştı. İki nişanlının birbirlerine mutlu bakışları ve gülümseyişleri, Jo'ya bile kinini unutturmuştu.

Beth divanına uzanmış, ihtiyar dostu Laurence ile tatlı bir sohbete dalmıştı. Bay ve Bayan March, huzurlu gülümseyişlerle birbirlerine bakıyorlardı... Amy, nişanlıların birlikte resimlerini yapıyordu. Laurie ise çenesni Jo'nun iskemlesinin arkasına dayamış, aynada ona gülümseyerek sevgi dolu evdeki bu mühteşem tabloyu gösteriyordu...


02

Минута Отдыха

Обучение должно быть легким и приятным, чему в наилучшей степени способствует современная турецкая музыка.

Tuğba Yurt - Ne Mesele

Ne mesele ne mesela
Ne beynini kurcalayan
Mesafelerin ucu bucağı
Yok ama çok yakınım bu tuzağa.

Ne mesele ne mesela
Ne bu gece ne bu sabah
Yerini hiç dolduramam
Asla toz konduramam.

Hep seyrettik kesit kesit dönüp başa durmadan aldanıp rengine dünyanın
Hiç bilmezdik fakat nasıl amansız mücadelelerde verdik birlikte
Vazgeçmemiştik ilkinde
Oysa ki çok sıkı sarmıştım
Her hücrem sana komşu bi bütünde.

Bir tek bu mu derdin?
Sevmekte bi’ dertmiş
Elinden ne geldi?
Emin ol değerdi.
On ikiden bi mermi
Bu kez nereye değdi?
Farkında değilsin ama
Bu kadarı yeterli.

03

Словарный Запас

Некоторый набор слов для расширения турецкого лексикона.

ускорение - hızlanma
ускоренный - hızlandırılmış
ускорить - hızlandırmak
услада - zevk
услать - uzaklaştırmak
условие - şart
условность - geleneksellik
услуга - hizmet
услужливый - hoşgörülü
услышать - duymak
усмешка - sırıtış
усмирить - yatıştırmak
уснуть - uyuyakalmak
усовершенствование - gelişme




ReadyMaker - школа турецкого языка

Уроки с упражнениями для базового уровня подготовки.

Теоретические знания в сочетании с практической тренировкой для закрепления знаний.

Экзамен и электронный сертификат, подтверждающий успешное окончание курса.

ReadyMaker - ключ к Турции



Внимание! Онлайн практикум по турецкому языку

CTTL (Complex Test Turkish Language) - комплексный онлайн тест и набор практических материалов по турецкому языку. Материалы доступны в режиме обучения (можно увидеть ответы) и в режиме экзамена (ведется оценка).

Материалы практикума разбиты на популярные темы разговоров, охватывающие различные аспекты повседневной жизни, и сгруппированы по принципу "от простого к сложному", позволяющему заниматься людям разного уровня подготовки: от начального до свободного.

Доступны тестирование и сертификация как по отдельным темам практикума, так и для полной проверки знаний турецкого языка.

CTTLpracticum - онлайн практикум по турецкому языку

 

 

Поделитьcя в соц. сетях: